Translate

20 Aralık 2013 Cuma

Starry Night (Bölüm 4)

Jong Hyun telefonu kapatıp arkasını döndüğünde onu izleyen Yong Hwa ile karşılaşıp korktu.
"Kiminle konuşuyordun ? Sevgilin ? Yoksa iş için mi ?"
"Hayır, telafi yemeyi. Bu gün buraya gelirken bir kıza çarptım."
"Sen sevmezdin böyle şeyleri. Yemek ısmarlatmayı başardığına göre kız çok güzel olmalı."
"Bilmem. Büyük ihtimal çirkin. Aslında gitmek istemiyorum ama birine anlatıp benim kaba bir insan olduğumu düşündürtmesine izin veremezdim."
"Özellikle de sen böylesine kibar biriyken." Yong Hwa nın sesi alaycıydı. Jong Hyun da bunun farkındaydı ama görmezden geldi. Min Hyuk un gelmesi ile de konuşma sona ermişti zaten.
"Hyung, araba hazırmış."
"Tamam, geliyoruz şimdi."
***
Sonunda cuma günü gelmişti. İkiside bu yemeği can sıkıcı buluyordu. Tamam, belki Yıldız biraz heyecanlıydı. Ama sadece o kadar.
Yemeğe gideceklerini bilen çok kişi yoktu. Ne yıldız Mikaya ne de Jong Hyun menejerine söylemişti. Değersiz bir yemek için azar işitmeye niyetleri yoktu.
Restorana ilk gelen Yıldız oldu. Geç geldiği için özür dilemeye hazırdı. Ama Jong Hyun da gecikecekti.
Yıldız "Dakik olmasını mı bekliyordum ? Gerçekten aptal olmalıyım." diye söylendikten sonra boş bulduğu bir masaya oturdu.

Yaklaşık yirmi dakika Jong Hyun u bekledi. Sabrı kalmamıştı artık. Saatine baktı. "Yarım saat gecikti bile. Beş dakika içinde gelmezse kalkıyorum."
Yıldız bunu söyledikten iki dakika sonra Jong Hyun restorana girdi. Beyaz spor şapkası ve güneş gözlükleriyle kendini gizlemeyi başarmıştı. Ama yinede çok yakışıklı görünüyordu.
Gözlüklerini çıkartıp kafasını çok ta kaldırmadan etrafa bakındı. Tanınmak istemiyordu.
Yıldızın yüzünü bilmiyordu. Restoranda tek başına oturan yabancı bir bayanı bulmak zor olmaz diye de herhangi bir şey düşünmemişlerdi bibirlerini tanımak için. Ama iki yalnız yabancı bayanı görünce pişman oldu. Bunun olma ihtimali nedir ki ?
Yanına gittiğinde anlaşılırdı hangisi olduğu ama yanlışının yanına gidip tanınınma ihtimalini göze alamadı. Bunun yerine mesaj attı. "Ne renk gömlek giydin ? Mavi mi turuncu mu ?"
Yıldız mesajı alınca etrafına bakındı.Önce turuncu gömlekli bayanı sonra da Jong Hyunu görüp elini kaldırdı.
Jong Hyun gelince ayağa kalktı. Tanışıp el sıkıştılar. İkiside oturunca sipariş verip konuşmaya başladılar.
"Çok dakiksin. Sadece 33 dakika geciktin." dedi yıldız yapmacık bir gülümseme ile.
Jong Hyun da aynı ifade ile karşılık verdi. "Geldiğim için şükret."
Yıldız şok olmuştu. Ünlülerin gerçekte sahnede göründükleri gibi olmadığını biliyordu ama bu kadarını da beklemiyordu. 
"Beni çağıran sensin. Geciktin ve böyle mi davranıyorsun ??"
"Ben meşgul bir insanım. Gecikmem gayet doğal. Ters konuşarak ilk sen başlattın."
Yıldız hiç bir şey söylemedi. Konuşamayacak kadar sinirliydi.
"Bu arada kafama takıldı. Sen nerelisin ? Amerikalıya benzemiyorsun. Zaten o gün de başka bir dil konuştun."
"Neden aklınıza gelen ilk ülke Amerika oluyor ? Türküm ben." Jong Hyun şaşırmıştı.
"Türk mü ? Türklerin daha kibar, saygılı insanlar olduğunu sanıyordum."
Jong Hyun un türkler hakkında bilgisi olması Yıldızı gururlandırmış ve mutlu etmişti. Ama bu cümle Yıldız için bir hakaretti. 
Bu yemek çok uzun sürecek. Yıldız çığlık atmak istiyordu. Kurtarın beni !!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder